Genshin Impact Viki
Genshin Impact Viki

Hikâye[]

Başlık ve GereksinimlerAyrıntılar
Merhaba
(Hello)
Adım Sucrose, simya araştırmacısıyım. Duyduğum kadarıyla bir sürü yer gezmişsin. Acaba... Ah, neler diyorum! Daha yeni tanıştık ve hemen başının etini yemeye başladım. Yine de... Sen de istersen eğer, yaşadığın maceraları seve seve dinlerim. Bu beni gerçekten çok mutlu eder.
(I'm Sucrose, a researcher of alchemy. I heard you've been to a lot of places, so I was wondering if you... Ah, what am I saying! It's only our first time meeting, I shouldn't trouble you. But... if you're willing, I'd love to hear any stories you have about your adventures. I'd... really like that.)
Sohbet: Merak
(Chat: Curiosity)
O da neydi? Ah, gitti bile. Gidip bir bakabilir miyim?
(What was that? Oh... it's gone. Can I go take a look?)
Sohbet: Organizasyon
(Chat: Organization)
Bir saniye izin verir misin? Hızlıca not alayım.
(I just need a moment to quickly take down some notes.)
Sohbet: Derin Nefes
(Chat: Deep Breaths)
Ah! Dışarı çıkmayalı epey olmuştu.
(Ahhh! I haven't been out in a while.)
Rüzgar Şiddetlendiğinde
(When the Wind Is Blowing)
Bugün yel değirmenleri her zamankinden daha hızlı dönüyor. Bir hayvan sırtına pervane takıp koşuyor olmasın? Sence pervane ile daha hızlı koşabilir miyim? Hatta belki uçabilirim bile, ne dersin?
(The windmills are spinning faster than usual today. Hey, do you think if an animal put a propeller on its back and started running... do you think the propeller would make it run faster? Or even, fly?)
Kar Yağdığında
(When It Snows)
Yılda yalnızca birkaç kez bu kadar çok kar yağıyor. Bu zamanı kaçırırsam, deneylerime devam etmek için bir sene beklemem gerekir. Bu yüzden bana müsaade edersen sevinirim. Hapşu! Evet, biliyorum, daha sıkı giyinmeliydim...
(Snow this big only falls a few times a year. If I miss it, I'll have to wait until next year to run my experiments, so please give me some space. Ah-Ahchooo!...Yes, I know, I should wear more layers...)
Güneş Açtığında
(When the Sun Is Out)
Güneş mi açtı? Ah, pekala! Son bir deneyden sonra dinlenebiliriz artık. Söz veriyorum, bu son.
(Th-The sun is already out? Oh, ah, okay! Just one last experiment, and then we can get some rest. Last one, I promise...)
Yağmur Yağdığında
(When It Rains)
Havadaki nem seviyesi artıyor. Birkaç deney yapabilir miyiz acaba?
(Humidity levels are increasing. Think we could run some tests?)
Günaydın
(Good Morning)
Günaydın. İyi uyudun mu? Bir araştırmaya göre geceleri verimli bir şekilde uyuyamamak, insanın algısını ve dayanıklılığını kötü etkileyebilirmiş. Ne? Geceleri sürekli çalışıyor muyum? Evet, farkındayım... Ben iflah olmam...
(Good morning. Did you sleep well? According to research, not getting a good night's sleep can have detrimental effects on your cognition and stamina. What? I'm always up working through the night? Yeah, I know... Can't be helped I guess...)
İyi Günler
(Good Afternoon)
Aman! Hayır, yaklaşma, buraya gelme! Hayır, hayır, şahsi bir mesele değil bu. Çok hassas bir deney üzerinde çalışıyorum ve patlama ihtimali var.
(Waaaaa! No, stay back, don't come over here! No, no, it's nothing personal; it's just that this experiment is highly volatile and might cause an explosion.)
İyi Akşamlar
(Good Evening)
İyi Akşamlar. Lütfen biraz bekle. 905. deney iki kez düşük seviyede boşaltım gerçekleştirdi. Bu durumu açıklığa kavuşturmak adına, sırasıyla 1033. numara ve 1035. numara diye etiket yapıştırmalıyız. Hah, sen ne istemiştin?
(Good evening. Please wait a moment. Experiment 905 has actually produced two light excretions, which, for clarity's sake, should be labeled No. 1033 and No. 1035 respectively... Right, now, what did you need me for?)
İyi Geceler
(Good Night)
Beni beklemene gerek yok. Sen uyu lütfen. Kafanı kurcalayan bir konu mu var? Ah, beni merak etme. Deneyi bitirmeme çok az kaldı. Söz veriyorum, bir daha bu kadar geç yatmayacağım.
(No need to wait up for me. Please, get some sleep. Something bothering you? Oh, don't worry about me, I'm right at the end of my experiment. I promise I won't stay up late again...)
Sucrose Hakkında: Biyo-Simya
(About Sucrose: Bio-Alchemy)
Üretimle kıyaslandığında, biyo-simya değişim sürecine daha fazla odaklanıyor. Canlılar hakkında bilinmeyenleri ortaya çıkarmak, onların ölçeklerini büyültmek ve bir araya getirmek... Sonuç her seferinde şaşırtıcı oluyor. Hayat gerçekten de büyüleyici bir şey. Acaba ne kadarı hakkında bilgi sahibiyiz?
(Bio-alchemy, when compared with creation, places more emphasis on transformation. Finding those little secrets that living creatures have and scaling them up, combining them, the results are always such a surprise. Life really is fascinating. Just how much do we really know?)
Sucrose Hakkında: Yabancı Korkusu
(About Sucrose: Fear of Strangers)
Şey... Ben... Yeni tanıştığım insanların yanında nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Herkesin ilgilendiği konular gibi, karakterleri de farklılık gösteriyor. Olur da yanlışlıkla kötü bir şey söylersem, birinin kalbini kırarsam veya terbiyesizlik yaparsam... Konuşmak zor iş. Simyadan çok daha zor...
(I... um... really don't know how to act around new people. Everyone's personality is different, as are the things they care about. If I slip up and say the wrong thing, I'll offend someone, or sound impolite... Talking is hard, so much harder than alchemy.)
Sucrose Hakkında: Kulaklar
(About Sucrose: Ears)
Ah, fark ettin demek. Bu genetik bir özellik. Herkesin kulağından daha farklı kulaklarım var. Ben de onları elimden geldiğince saçımla kapatmaya çalışıyorum.
(Oh, you, ahh... noticed. My ears are a hereditary feature... quite different from everyone else's. So, I try to hide them with my hair as much as possible.)
Hakkımızda: Gözlemleme
(About Us: Observing)
Geçmişini merak ediyorum. Acaba... Yani... Seni gözlemleyebilir miyim? Sesimi çıkarmam ve seni hiç rahatsız etmem. Olur mu?
(I'm curious to know about your background. I was wondering... could I perhaps... observe you for a while? I'll be silent, and I won't interfere with what you're doing. Would... that be okay?)
Hakkımızda: Avantajlar
(About Us: Perks)

Arkadaşlık Sv. 6
Ne yalan söyleyeyim, ilk tanıştığımızda senden biraz çekiniyordum çünkü sen hiç konuşmuyordun. İstemeden yanlış bir şey mi söyledim acaba diyordum. Sonra zaman geçtikçe, senin ne kadar arkadaş canlısı olduğunu anladım. Hehe, ilk başta tam tanıyamamışım seni.
(To be honest, I was a little afraid when we first met, because you don't talk much... I thought I must have offended you somehow. But then as time went on, I discovered you're really easy to get along with. Hehe, just an unexpected outcome of my observations.)
Hakkımızda: İstekler
(About Us: Requests)

Arkadaşlık Sv. 6
The Outlander Who Caught the Wind
Fırtına Dehşeti ile başa çıkan kişinin sen olduğunu duydum. Tehlikeli bir dövüş olduğuna hiç şüphem yok. Neyse ki yaralanmamışsın. Merak ediyordum da, savaş sırasında Fırtına Dehşeti'nden bir şey düştü mü? Pulu, derisi falan mesela... En ufak şey bile işimi görür. Yapmak istediğim bazı deneyler var da.
(I heard it was you that dealt with the Stormterror issue. No doubt it was a dangerous fight, it's a good thing you came out unscathed. I was ahh... also wondering, did Stormterror happen to drop anything during the fight? You know, a scale, some skin, even just a little would be fine. There are some tests I'd like to run...)
Önsezi Hakkında
(About the Vision)

Arkadaşlık Sv. 4
Elimdeki en önemli araştırma aracı sahip olduğum Önsezi. Önsezim olmasaydı, en temel araştırmalarımın çoğunu yapamazdım. Savaşta mı? Tabii, dışarıda malzeme ararken savaşmam gerekirse de Önsezimi kullanıyorum.
(My Vision is my most important research tool. Hmm? Why, without it I'd be unable to proceed with most of my elemental research. Combat? Oh, I suppose I use it for that too when I'm out in the field looking for materials.)
Paylaşılacak Bir Bilgi
(Something to Share)
Topladığım bütün kemikleri bu odada saklıyorum. Soldaki masada kertenkele, kurbağa ve ot sazanı var. Önümüzde vahşi bir yaban domuzunun kemikleri var ve şu sağ köşedeki ise bir dağ yabanisi. Sakin ol, korkacak bir şey yok. Alışınca, epey tatlı yaratıklar olduklarını söyleyebilirim.
(This room is where I keep all the bones I've collected. On the table on the left we have lizards, frogs, and grass carp. To the front we have the bones of a wild boar, and then over there in the right corner is a hilichurl... Oh, don't be nervous, nothing to be afraid of. They're really quite cute once you get used to them.)
İlginç Şeyler
(Interesting Things)
Dikkatli bakarsan, buraya ektiğim bütün Sis Çiçeklerinin birbirinden farklı olduğunu görürsün. Bu, aralarında en güçlü olanı ve bunun çiçekleri de diğerlerinden daha uzun... Bu mu? Bu, proje 3, sürüm 17, büyüme deneyi. Bu çiçeğin kendine has özelliği... Biraz büyük olması.
(If you look closely, you'll notice that the Mist Flowers I've planted here are all different. This one is the most powerful, this one blooms the longest... Hmm? This one? Oh, this one is project 3, version 17, enlargement trial. Its defining trait is that... it's a bit larger.)
Noelle Hakkında
(About Noelle)

Arkadaşlık Sv. 4
Evet, o gerçekten çok yardımsever biri ama beni biraz geriyor. Bir keresinde laboratuvar kapısının önünde üç tane kutu görmüş. İçinde malzemelerim vardı. Kutuları alıp içeri taşımış. Yani sağ olsun, zahmet etmiş ama şöyle bir şey var... O kutuları kapının önüne daha yeni çıkarmıştım...
(She's... a very willing helper, I can't deny that. It's just... she makes me a little anxious is all. One time, she saw three boxes of materials stacked just outside my laboratory door, and proceeded to move them inside for me. A nice gesture, but the thing is... I'd only just finished putting them outside...)
Klee Hakkında
(About Klee)

Arkadaşlık Sv. 4
Jean, onu pek çok kez hücre hapsine tıktı ama o, her seferinde dışarı çıkar çıkmaz başını yine belaya soktu. *iç çeker* İç dünyasını yeterince keşfetmediğini düşünüyorum. Kendisini zıplayan, dans eden, güvenli bir Zıpzıp Bodur yapacağıma dair söz vermiştim ama hâlâ bir sürü tasarım sorunumuz var.
(Jean has put her into solitary confinement so many times, but every time she's let out it's not long before she's back in trouble. *sigh* Something tells me she hasn't done much introspection. I told her I'd make her a bouncing, dancing Jumpy Dumpty that is also safe , but to date there are still a lot of problems with the design.)
Jean Hakkında
(About Jean)

Arkadaşlık Sv. 4
Kumandan Jean ile konuşmaya pek cesaret edemiyorum çünkü o çok sert biri. Özünde iyi biri olduğunu biliyorum ama yine de ondan biraz çekiniyorum ve onu rahatsız etmek istemiyorum. Ona bir şey söylemem gerekirse Albedo'dan rica ediyorum, benim yerime o konuşuyor.
(I don't dare talk to Master Jean that much, because she's so strict. I know she's a good person and all , I know that, I do, but... I still find her scary. I don't tend to bother her, and even when I have to... I ask Albedo to go on my behalf.)
Lisa Hakkında
(About Lisa)

Arkadaşlık Sv. 4
Oldukça bilgili birine benziyor. Şu ana kadar çalışmalarımdan hiçbirini görmemesine rağmen, verdiği tavsiyeler hep çalışmalarımın kilit noktalarıyla alakalıydı. İyi de onları nasıl bilebilir ki? Bu gözlem yeteneği mi yoksa mantık yürütme mi?
(She really seems to know a great deal. She's obviously never seen my research, and yet on so many occasions she's given me advice on that which is most core to my studies. Just how does she know? Is it observation, or is it ratiocination?)
Kaeya Hakkında
(About Kaeya)

Arkadaşlık Sv. 4
Ah biliyorum... Benimle dalga geçmiyor, sadece şaka yapmayı seviyor ama bazen şaka mı yoksa ciddi mi ayırt etmekte zorlanıyorum. Bu yüzden benimle ne zaman konuşsa, ya epey utanç verici bir durum ortaya çıkıyor ya da ortam tahammül edilemez bir şekilde tuhaflaşıyor.
(Oh... I know he likes to joke, and isn't trying to make fun of me, but I often struggle to work out which parts of what he says are the truth and which parts are jokes. So whenever he talks to me, the outcome is usually one of two things: morbid embarrassment or unbearable awkwardness.)
Albedo Hakkında: Sanatçılık
(About Albedo: Artistry)

Arkadaşlık Sv. 4
Onun asistanı olduğum için her gün bir sürü şey öğreniyorum. Mesele pek çok konu hakkında bilgi sahibi olması değil, asıl mesele kendine özgü düşünme tarzının olması. Ne kadar karmaşık olursa olsun, konunun altından girip üstünden çıkıyor ve sonuç olarak her şeyi açıklığa kavuşturuyor. Yöntemleri gerçekten de inanılmaz... Bana göre simyayı sanatla buluşturuyor.
(As his assistant I learn so much each and every day. What's key is not his existing knowledge, but his talented way of thinking. No matter how complex the task at hand, his way of thinking ensures he gets to the bottom of it, and is able to explain it thoroughly. His methodologies are amazing... to me, it's where alchemy meets art.)
Albedo Hakkında: Yetenek
(About Albedo: Talent)

Arkadaşlık Sv. 4
Yetenek mi? İkimizin de aynı araştırmayı yürüttüğünü varsayalım. Tüm hayatımı ona yetişmek için harcardım sanırım. Onun çalışma alanından kaçmak için biyo-simyayı seçtiğimi sanma sakın. Sadece ilgi alanlarımız ve hayallerimiz farklı, o kadar.
(Talent? Let's hypothesize that he and I were to perform the same research, I'd still spend my whole life playing catch up. But, my studying bio-alchemy has nothing to do with evading his line of research, we just happen to have different interests and dreams, nothing more.)
Amber Hakkında
(About Amber)

Arkadaşlık Sv. 4
Oyuncağına niye "Baron Tavşan" diyor acaba? İyi de tavşana hiç benzemiyor ki. Kafasındaki bant, onu tavşan kulağına mı benzetmiş? Hımm... Bu şekilde de tavşanları bir kalıba sokmuş olmuyor muyuz? Çoğu tavşanın kulağı aşağı doğru sarkar.
(I'm curious as to why her doll is called "Baron Bunny," it clearly has nothing to do with a rabbit at all. Oh, the headband makes it look like it has rabbit ears you say? Hmm... That's heavily reliant on the rabbit stereotype, is it not? Many rabbits' ears are floppy.)
Fischl Hakkında
(About Fischl)

Arkadaşlık Sv. 4
Prenses Fischl'ın Çiçekleri kitabına gönderme yapıyorsun sanırım, değil mi? Öyle bir dünya yaratmak için yazarın gerçekten muazzam bir hayal gücü olması gerekir. Keşke o dünyayı kendi gözlerimle görebilsem. Sen Fischl'ın kendisinden mi bahsediyordun? Fischl'ın beni oraya götüreceğini pek zannetmiyorum.
(I take it you're referring to the book series, Flowers for Princess Fischl? Indeed, the world the author came up with is very creative. If only I could go see it with my own eyes. Oh, you're referring to Fischl herself? I am... doubtful that she could really take me there.)
Eula Hakkında
(About Eula)

Arkadaşlık Sv. 4
Gözcülerin üstüne düşen görev oldukça tehlikelidir ve Bayan Eula da kendini hiç düşünmeden tehlikeye atar. Ben de sırf onun için, düşman kamplarına bizzat girmek zorunda kalmasın diye, bir keşif cihazı yaptım ama Bayan Eula öylesine etkileyici biri ki onun yanındayken elim ayağıma dolaşıyor... Bu yüzden cihazın nasıl kullanılacağını anlatırken epey gerildim ve önemli birkaç detayı anlatmayı unutmuşum... Sonuç olarak ise bir kaza yaşandı...Ne yapsam ki? Umarım bana kızmaz...
(The role of a scout is a hazardous one, and Ms. Eula throws herself into danger all too easily. So, I made a reconnaissance device for her, so that she wouldn't have to infiltrate enemy camps herself. But Ms. Eula has such an imposing manner, she really puts me on edge, and... I was so nervous that I accidentally left out a few important details while explaining how to use it... As a result, there was an accident... Ah, what should I do... I hope she won't hold a grudge against me...)
Sucrose Hakkında Daha Fazlası: I
(More About Sucrose: I)
Beni daha fazla mı tanımak istiyorsun? Biyo-simya ilgini çekiyor olmalı o zaman. İstediğini sor, elimden geldiğince yanıtlamaya çalışacağım. Asıl benimle mi ilgileniyorsun? Şey... Ne diyeceğimi bilemedim.
(You... want to know more about me? You... must have an interest in bio-alchemy, then? Whatever you ask, I will be sure to give you the most precise answer possible. Oh, it really is me specifically that you are interested in? I'm... ahh... oh. I'm at a loss for words.)
Sucrose Hakkında Daha Fazlası: II
(More About Sucrose: II)

Arkadaşlık Sv. 3
Araştırma yaparken, önemli olan şey yanıtı bulma sürecidir. Bu süreç bazen sıkıcı olabiliyor ama o kadar çabadan sonra elde ettiğim sonuçları görünce "Yaptığım işi seviyorum." diyorum kendi kendime.
(The essence of research is the process of finding the answer. Sometimes, working through that process can be tedious, but every time I see the cumulative result of my efforts... I know that I'm doing what I love.)
Sucrose Hakkında Daha Fazlası: III
(More About Sucrose: III)

Arkadaşlık Sv. 4
Küçükken iki yakın arkadaşım vardı. Aramızdan su sızmazdı. Onlar hakkında her şeyi bildiğimi sanıyordum ama sonra bir olay yaşandı ve aramız açıldı. Şimdi neredeler, ne yapıyorlar, beni hatırlıyorlar mı hiç bilmiyorum. O zamanlar çok yakındık ama böyle olacağı varmış.
(When I was little, I had two good friends, we kept nothing from each other. I thought I knew everything about them, but then... stuff happened, and we grew distant. As for where they are now, what they're doing, whether or not they remember me... I have no idea. Even though we were best friends, things still turned out this way.)
Sucrose Hakkında Daha Fazlası: IV
(More About Sucrose: IV)

Arkadaşlık Sv. 5
Sana daha önce hiç kimseye anlatmadığım ufak bir sır vereyim. Araştırmamın altında yatan asıl amaç kendi diyarımı yaratmak. Evet, tıpkı peri masallarındaki gibi. Bütün hayallerin gerçeğe dönüştüğü ve ilelebet mutluluğun yaşandığı bir diyar. Hehe, biraz çocukça, değil mi? Yine de peri masallarına inanıyorum.
(Let me tell you a little secret, something I've never told anyone. The purpose behind my research is to create my own wonderland. Yes... just like the ones in fairy tales. The kind where all your dreams come true and you live happily ever after. Hehe, it's childish, isn't it? But, I still believe in fairy tales.)
Sucrose Hakkında Daha Fazlası: V
(More About Sucrose: V)

Arkadaşlık Sv. 6
İşin varsa seni rahatsız etmeyeyim. Gerçekten meşgul değil misin? Yani... Yapacak işlerin olduğunu biliyorum sonuçta. Ben de yalnız çalışmaya epey alıştım... Cidden müsait misin? Tamam o zaman, birkaç konuda yardım edebilir misin diye soracaktım... Ya da oturup havadan sudan sohbet de edebiliriz...
(If you're busy, please don't let me stand in the way of progress. ...You're not busy? Really? It's fine, I—I get that you have stuff to do. I'm already quite used to working alone. ...You're truly not busy? I—In that case, I don't suppose you could help me with a few things? Or, you know, we could sit and chat about... stuff.)
Sucrose'un Hobileri
(Sucrose's Hobbies)
Düzenli görünen şeyleri seviyorum. Bak, defterimdeki bütün araştırma notlarım aynı kalınlıkta. Bütün iksirlerim etkisine ve rengine göre sıralı... Bu da ne? Bu mor iksirin burada ne işi var? Pardon, b-bu iksirleri yeniden düzenlemem lazım!
(I like things that look orderly. See? All of my research notes are compiled in notebooks of the exact same thickness. All my potions are lined up according to effect and hue— Wha—What!? What is this purple potion doing here!? Sorry, I—I need to reassess the order of these potions!)
Sucrose'un Sorunları
(Sucrose's Troubles)
Boş zamanlarında sen ne yaparsın? Ben ne zaman ara versem, yapacak hiçbir şey bulamıyorum. Oturup öylece boşluğa bakıyorum. Deney yaparken zaman uçup gidiyor ama işim yoksa eğer, her geçen gün sanki bir yıl gibi geliyor...
(I wonder... What is it that you do in your free time? Every time I get a break, I can never find anything to do. I just find myself staring off into space. Time goes by so quickly when I'm experimenting, so how is it that when I'm not doing anything, the days all feel like years...)
En Sevdiği Yemek
(Favorite Food)
Tatlı Çiçeklerin özünü çıkarıp şeker yapıyorum. Çalışmaktan kafam allak bullak olduğu zaman, hemen ağzıma bir tane atıyorum ve tekrar dikkatimi topluyorum. Çalışırken kan şekerini ideal seviyede tutmak önemli.
(I extract the nectar from Sweet Flowers to make candy. When I get stuck in a rut, I just pop one in my mouth and my focus returns. Retaining optimal blood sugar levels during research is essential.)
En Sevmediği Yemek
(Least Favorite Food)
Biyo-simyayı iyice öğrenmeye başladıktan sonra Mantar yemeyi bıraktım. Sen de fark etmişsindir, mantarlar ölü şeylerin üzerinde yetişir. Bunu düşününce aklıma kötü kötü şeyler geliyor ve iştahım kaçıyor... Iyy...
(Once I came to understand more about bio-alchemy, I stopped eating mushrooms. You're no doubt aware? Mushrooms grow on that which has died, which in turn makes me think of other such things, and my appetite just disappears... Blergh...)
Hediye Alma: I
(Receiving a Gift: I)
Mükemmel! Kendimi harika hissediyorum. Artık araştırmamı bitirebilirim.
(So delectable! Time to finish my research now that I feel at my best!)
Hediye Alma: II
(Receiving a Gift: II)
Bunun tadı yediğim sağlıklı yemeklerden çok daha iyi. Beslenme planımda birkaç değişiklik yapmanın vakti geldi.
(I must admit, this tastes a lot better than my healthy meals. Time for me to make some modifications to my diet.)
Hediye Alma: III
(Receiving a Gift: III)
Üzgünüm, bu yemekte hoşuma gitmeyen bir şey var.
(Sorry, I have some... reservations about this dish.)
Doğum Günü
(Birthday)
Doğum günün kutlu olsun! Aylar süren deneylerim sonucunda nihayet sana bu iksiri verebiliyorum. Bunu içtiğinde, geçen sene yaşadığın en güzel anılarını tekrar yaşayabileceksin. Ben buna "3916 Numaralı Biyo-İksir" ismini verdim. Yok, hayır, 3196 değil, 3916!
(Happy birthday! I've been running experiments for months, and finally I can give you this potion. It will allow you to relive your most beautiful memories of the past year. I call it "Bio-Potion No. 3916." Huh? No, no, not 3196, it's 3916!)
Yükseltme Hakkında: Giriş
(Feelings About Ascension: Intro)

Yükseltme Aşaması 1
Sonunda Biyo-simya araştırmamın dönüm noktasına ulaştım!
(Finally! A breakthrough in my bio-alchemy research.)
Yükseltme Hakkında: Gelişme
(Feelings About Ascension: Building Up)

Yükseltme Aşaması 2
Bu seyahatte birçok malzeme topladım. Sağ olasın, hepsi çok işime yarayacak.
(This trip has allowed me to gather a good number of materials. Thank you, I'll be sure to put them to good use.)
Yükseltme Hakkında: Zirve
(Feelings About Ascension: Climax)

Yükseltme Aşaması 4
Son zamanlarda, deneylerim üzerinde çalışırken dalıp gidiyorum ve seninle bir daha ne zaman maceraya atılacağımızı düşünüyorum. Neden acaba? Öğrenmek için birkaç bilimsel araştırma yapmam lazım.
(Recently during my experiments, I've found myself suddenly wondering when I'll next get to go on an adventure with you. So strange... Why do you think that is? I need to do some scientific investigation to find out.)
Yükseltme Hakkında: Sonuç
(Feelings About Ascension: Conclusion)

Yükseltme Aşaması 6
Elimdeki araştırma malzemeleri yeter de artar bile! Şu saatten sonra benimle uğraşmak, senin için tamamen zaman kaybı olur! En azından... Bırak da biyo-simyamı kullanarak sana bir hediye hazırlayayım!
(I have such an abundant array of research materials now! To spend any more time on me would... would really be a waste of your time! At least... let me use my bio-alchemy to make you up some kind of gift!)

Savaş[]

BaşlıkAyrıntılar
Element BecerisiYüzeye tutunma deneyi.
(Adsorption test.)
6308. Rüzgar Deneyi!
(Anemo Test 6308!)
Açılın!
(Stand clear!)
Element PatlamasıGelişmiş Kasırga!
(Swirl, Mark II!)
75. Geliştirilmiş Rüzgar Modülü!
(Enhanced Anemo Module 75!)
Rüzgar Hipostazı Yansıtması!
(Anemo Hypostasis Emulation!)
Depar Başlangıcı
Depar SonuSucrose repliklerinde Depar Sonu bulunmamaktadır.
Kanadı Açma
Hazine Sandığı AçmaYok yerden sandıklar çıkıyor... Bunu araştırmamız gerek.
(Chests appearing out of thin air... This needs research.)
*iç çeker* Keşke bu kadar laboratuvar malzemesine daha sık denk gelsem.
(*sigh* If only I stumbled upon lab supplies as often.)
Vay be! Ne kadar çok ham madde var!
(Wow! So many raw materials!)
Düşük CanUfak bir hata oldu...
(A minor error...)
Bunu beklemiyordum...
(Unexpected outcome...)
Acımadı ki, acımadı ki...
(Doesn't hurt, doesn't hurt...)
Düşük Canlı Takım ArkadaşıBuraya gel, seni iyileştireyim!
(Come here, I have meds!)
Dikkat et, adımını dikkatlice at!
(Careful — think, then step!)
Yere SerilmeAraştırmam... başarısız oldu.
(My research... has failed.)
Bazı parametreleri değiştirmeliyim.
(Need to make... adjustments.)
Şuraya kıvrılıp biraz uyuyacağım.
(I should... sleep on it.)
Hafif Darbe AlmaBu olmamalıydı...
(That's not right...)
Ağır Darbe AlmaGözlüklerimi kırayım deme!
(Don't break my glasses!)
Gruba KatılmaYardıma geldim.
(I want to help.)
Ben... Başarabilirim!
(I... I can do it!)
Araştırmam hedefine ulaşacak.
(My experiment... will succeed.)
Karakter Boşta
(Not: Sohbet & Hava Durumu replikleri boştayken duyulabilir.)
Hafif Saldırı
Ara Saldırı
Ağır Saldırı
Tırmanma
Tırmanma Nefesi
Zıplama

Gezinti[]