
Tenryou Heyetinden genç ve dahi bir detektif. Hisleri oldukça kuvvetli, aklı başında biri. Çözülmemiş hangi davayla karşılaşırsa karşılaşsın farklı yollarla gerçeğe ulaşabilir.
Resmi Website'deki Açıklamadan[1]
Kişilik[]
Tenryou Heyetinden genç ve dahi bir dedektif. Hisleri oldukça kuvvetli, aklı başında biri.
Oyun içi karakter özellikleri ve profil sayfası yazısı
Resmi tanıtım[]
Doushin Shikanoin takdire şayan bir zekaya ve içgörüye sahip. Davranışları dizginlenmemiş ve kısıtlanmamış olsa da, yetenekleri göz ardı edilmemelidir. Tenryou Komisyonu, saflarında böyle bir adama sahip olduğu için inanılmaz derecede şanslı.
Karakter hikâyeleri[]
Karakter ayrıntıları
Shikanoin Heizou, olağanüstü bir genç dedektif.
Tenryou Heyetinde çalışmasına rağmen "sert", "ciddi" ve daha da "ciddi" olması beklenen sıradan kamu görevlilerine benzemez.
Dışarıdan bakınca işe yeni başlayan diğer kişilere kıyasla nispeten daha efendi ve kibar dursa da içten içe bu resmî saçmalıklara katlanamaz.
Meslektaşlarının aksine her gün Karakola gidip rapor vermez ve rutin devriyelere pek katılmaz.
Epeydir ortalarda görünmediğini düşünürken birden bir suç mahallinde karşına çıkabilir. Üstelik devamlı gülümsediğinden, oraya gerçekten de iş yapmak için mi geldiği anlaşılmaz.
İşin ilginci, tüm o "kamu görevliliğine aykırı davranışlarını" bir şekilde kabul ettirmeyi de başarır.
Meslektaşları onunla birlikte çalışmak için can atar. Patronu da onun pervasızlığına pek laf etmez.
Hatta patronunun patronu bile ara sıra onunla ilgili bir şeyler sorar.
Tüm bunların sebebiyse eşsiz dedektiflik yetenekleridir.
Tenryou Heyeti ne zaman karmaşık, önemli ya da gizemli bir davayı çözmekte zorlansa son çare olarak herkes Heizou'ya başvurur.
Polis Karakolundaki baş komiser bile Heizou'nun üst düzey bir tecrübeyle davaları çözmesini hayretle izler ama Heizou onunla aynı fikirde değildir.
"Tecrübe denilen şey geçmişteki hatalardır ama benim gizli silahım bu değil." der.
"Gizli silahım bana doğarken bahşedilmiş."
Karakter hikâyesi 1
Arkadaşlık Sv. 2
Tenryou Heyetine katılmak öyle kolay iş değildir. Sadece yetenek testini geçmen yetmez, geçmişin de incelenir.
Bu yüzden genellikle adayların mal varlıkları gibi bazı gerekli bilgileri vermeleri gerekir.
Zamanında onun kontrolünden sorumlu olan Yoriki Owada'nın söylediğine göre Heizou, başvuru sırasında boş bir mal varlığı beyanı formu vermiş.
Güneşli bir sabahmış. Owada'nın karşısında oturan Heizou meraklı gözlerle etrafı inceliyormuş. Tabii o zamanlar tecrübeli olan Owada elindeki boş formu şöyle bir inceleyip kafasını kaldırmış ve şöyle demiş:
"Çok yetenekli bir sürü genç tanıdım ama ne yazık ki hiçbiri Karakola kabul edilmedi."
Yerinde zor duran genç adam bu sözü duyunca birden durmuş, doğrulmuş ve Owada'nın gözünün içine bakarak şöyle demiş:
"Doğrudur. Peki ya benim gibi bir genç gördünüz mü?"
Genç adamın hareketlerindeki bu değişiklik o kadar ani olmuş ki Yoriki Owada neye uğradığını şaşırmış, kendini şahin bakışlı bir yırtıcının karşısındaki av gibi hissetmiş.
Aniden sanki incelemeye tabi tutulan kendisiymiş gibi bir hisse kapılmış.
Biraz rahatlayacağını düşünerek şakacı bir tonda şöyle demiş:
"Tenryou Heyeti zengin fakir ayırmaz ama beyan edecek hiçbir şeyin yoksa demek ki senin geçmişini daha ayrıntılı incelemeliyiz."
Odayı beklenmedik bir sessizlik kaplamış. Karşısındaki adam yine önceki gibi, tek bir kelime etmeden ona bakmaya devam etmiş.
Kendini huzursuz hisseden Owada'nın alnı hafiften seğirmeye başlamış. "Sıcaktandır belki" diye düşünüp elinin tersiyle alnındaki teri silmeye çalışmış.
Oysa aslında alnı terlememiş bile. Owada kuru eline boş boş bakmış, alnını tekrar mı silse yoksa elini mi indirse karar verememiş.
Genç adam bunu görünce bir kahkaha patlatmış. O kadar içten gülmüş ki Owada da biraz rahatlamış.
Heizou bir elini çenesine koyup masaya yaslanmış, diğer eliyle de kafasını işaret etmiş. Owada'ya bakıp gülümsedikten sonra şöyle demiş:
"Deham dışında beyan edeceğim hiçbir şeyim yok."
Karakter hikâyesi 2
Arkadaşlık Sv. 3
Heizou'nun dedektiflik kariyerine başladığı yer aslında Tenryou Heyeti değildi.
Tüm bu yaşananlardan önce "Bantan Sango & Heizou Dedektiflik Bürosu" adında bir bürosu vardı.
Bugün Inazuma Şehri'nde Bantan Sango Dedektiflik Bürosu olarak hizmet veren bu büro, aslında en başta Heizou ve Sango tarafından birlikte kurulmuştur.
Ortak bir nokta bulup başladıkları yolculuklarında yolları maalesef bir noktada ayrıldı.
Ortaklıkları bozulunca Heizou'nun ismi de doğal olarak büronun adından silindi.
Anlaşmazlıkları "İkisinin de farklı hedefleri vardı" şeklinde açıklanabilir.
Sango, bir dedektifin yegane görevinin gerçeği açığa çıkarmak olduğunu düşünür. Çoğu dedektif de bu fikirdedir.
Heizou ise bundan daha fazlası olduğunu, gerçekten bile daha önemli şeyler olabileceğini savunur.
Dedektif olarak geçirdiği yılların getirdiği deneyime göre kendisine yeni bir dava geliyorsa zaten talihsiz olaylar çoktan yaşanmış demektir.
Kötülük yapan suçlular ne kadar ceza alırsa alsın, bu kötülüğe maruz kalan kişilerin canları zaten yanmıştır.
Aynı şekilde bir doktor işinde ne kadar iyi olursa olsun hastaya karşı hiçbir şey olmamış gibi davranıp şöyle diyemez:
"Tüm yaraların iyileşti. Hiç yaralanmamış gibi oldun."
Gerçek şu ki hasta ne zaman bir doktor, bir revir ya da ameliyatın bıraktığı yara izini görse bir zamanlar vücudunda yara olduğunu hatırlar ve canı yanar.
Yani doktorların şiddet olaylarını önlemesi mümkün değildir. Aynı şekilde her zaman yeni davalar olacaktır ve dedektifler de bunu değiştiremez. Yine de Heizou bu durumu sonsuza dek değiştirebileceğini hayal eder.
"Kötülüğün kökünü kazıyamıyorsam o zaman onun daimi düşmanı olurum."
"Shikanoin Heizou ismi dünyanın dört bir yanına yayılacak ve Teyvat sınırlarında aklından kötülük geçiren herkesi korkutacak."
"Karanlığa yenik düşen kim varsa peşlerine düşeceğim. Onları nereye giderlerse gitsinler avlayacağım. Akıllarında hep bu olacak."
İşte bu noktada Heizou bürodan ayrılıp Tenryou Heyetine girmeye karar verir.
Bu, hayalindeki "dedektif" olma yoluna baş koyduğu zamandı.
Karakter hikâyesi 3
Arkadaşlık Sv. 4
"Romanlarda okuduğuma göre her başarılı dedektifin bir asistanı olurmuş. Tıpkı her katsudonda pirzola olduğu gibi."
Polis Karakolundayken yeni işe alınan Uesugi büyük bir gülümsemeyle Heizou'nun yanına gitmiş.
"Ne dersin Heizou? Asistanın olabilir miyim? Çok zekiyimdir."
Heizou sırıtarak karşısındaki neşeli genci süzmüş, çenesini kaşıyarak şöyle demiş:
"İçimden bir ses o kadar da zeki olmadığını söylüyor."
"Ne? Belki de o ses yanılıyordur."
Uesugi'nin ağzından çıkan bu cümle sanki bir komedi gösterisinin son şakasıymış gibi bir etki yaratmış. Uesugi'yi duyan kıdemli meslektaşları onu desteklercesine gülmüşler.
Zeki Uesugi söylediği şeyin uygunsuz olduğunu hemen anlamış ve durumu toparlamaya çalışmış.
"Yani demeye çalıştığım... Görevdeyken yalnızca iç sesimizi dinleyemeyiz!"
Bu sefer kahkahâlâr daha da yüksek sesliymiş. Tam olarak neler olduğunu idrak edemeyen Uesugi belki de gerçekten bir komedyen olabileceğini düşünmüş.
Derken Heizou, ortamdaki tuhaflığı dağıtırcasına omuzunu silkmiş.
"Şaka yapıyordum. Aslına bakarsan Uesugi, senin mükemmel bir Doushin olacağını düşünüyorum."
"Bu yüzden vakit ayırıp kendi asistanını bulmalısın bence."
Heizou cümlesini bitirir bitirmez, şaşkına dönen Uesugi ve kahkahâlâr atan meslektaşlarını bırakıp oradan uzaklaşmış.
...
"Doushin Shikanoin'in asistanı olman için daha kırk fırın ekmek yemen lazım."
"Asistanı olmadığını gördüm ve yardım etmek istedim sadece..."
"Tabii ki asistanı var. Asistanından kaç kez bahsetti."
"Ne? Var mı?"
"Kaç defa 'içimden bir ses şöyle diyor...' dedi adam, duymadın mı?"
"Ne? Yani onun asistanı... içindeki ses mi?"
"Aynen öyle! Adam bütün davaları yalnızca içinden gelen sesle çözüyor. Çok iyi değil mi?"
Karakter hikâyesi 4
Arkadaşlık Sv. 5
Konu performans ise, tüm başarıları göz önünde bulundurulunca Heizou'nun çoktan pek çok kez terfi alması gerekirdi.
Fakat gerçek şu ki, Heizou Tenryou Heyetine girdiğinden beri hep bir Doushin oldu.
Öte yandan Heizou'nun elde ettiği başarıların ekmeğini yiyen meslektaşları terfi üstüne terfi aldılar.
Heizou'nun kuzeni Kano Nana tüm bunları duyunca onun hakkını aramak için Heizou'nun yanına gitti.
"Çekilmez biri olabilirsin ama gördüğün bu haksız muamele de kabul edilemez." dedi.
"Ben şunlarla bir konuşayım!"
Kuzenini gayet iyi tanıyan Heizou başına bir bela açmasın diye sabırlı bir şekilde bu durumun nedenlerini anlattı ki bu aslında Heizou'dan beklenmeyecek bir hareketti.
"Kuzen, benim onlardan altta kalır yanım yok."
"Sence Polis Karakolu Hapishanesindeki mahkumlardan kaçı Yorikilerin ismini biliyordur?"
Heizou bir elinin parmaklarını açıp avucunu kuzenine doğrulttu. "Taş çatlasa bu kadar."
Ne demeye çalıştığını anlayamayan Kano Nana tereddüt ederek şöyle dedi: "Beş mi?"
"Peki ya karşında dikilen bu dahi dedektifin ismini kaçı biliyordur?"
Heizou diğer elinin parmaklarını da açtı. Bu sefer avucunu kendisine doğrultarak dedi ki: "En az bu kadar."
"Yine mi beş? Ne fark var peki?"
Heizou gülerek: "Kuzen, elimdeki tüy sayısından bahsediyorum!"
"Avucumuzun içinde hiç tüy olmadığı gibi hiçbir mahkum da bütün Yorikilerin ismini bilemez."
"Benim ismimi bilen mahkumların sayısı ise elimin dışındaki tüy sayısı kadar vardır!"
Ben Yorikilerden daha etkili bir iş çıkardıktan sonra ha terfi almışım ha almamışım ne fark eder?"
"Hatta tam aksine, ne kadar göz önünde olursam Shikanoin Heizou isminden korkan suçluların sayısı o kadar artar. Benim hedefim de bu."
"Bu yüzden benim için endişelenme kuzen. Ben hiçbir zaman yolumdan sapmadım ve bundan sonra da sapmayacağım!"
Karakter hikâyesi 5
Arkadaşlık Sv. 6
Heizou'nun da söylediği gibi, Polis Karakolu Hapishanesindeki mahkumlar arasında en iyi bilinen isim ne bir Yorikiye ait, ne de Tenryou Heyetinin Generaline. Bu kişi, Doushin Shikanoin Heizou'nun ta kendisi.
En azından bu hapishanede Şogun Raiden ismi bile Heizou'nunkinin yanında biraz sönük kalır.
Sonuçta ister azılı, ister acemi olsun, buradaki tüm suçluları içeri tıkan kişi Şogun değil, Heizou.
Olanlara gelince:
Her şey hapishaneden kısa süreliğine çıkan birkaç tane kendini beğenmiş serserinin çevrelerine ne kadar iyi olduklarını, hükümet yetkililerini neredeyse hiç çaba harcamadan atlattıklarını anlatarak hava atmalarıyla başlamış.
"Madem bu kadar iyisiniz, niye yakalandınız o zaman?" diye sorulunca da sinirli bir şekilde suçu hemen "o dedektife" atarlarmış.
"Bizim de elimiz armut toplamıyor ama adam çok kurnaz!"
Böylelikle dedektifin ismi hapishanedekiler arasında yayılmış.
Bir süre sonra suçlular, kendilerini içeri tıkan bu dedektifin adının "Shikanoin Heizou" olduğunu öğrenince işler yine değişmiş.
Ne de olsa becerikli birkaç suçluyu yakalamak için iyi bir dedektif olmak yeterliymiş.
Ama bir adam bu kadar azılı suçluyu tek başına yakalıyorsa kesinlikle sıradan biri olamazmış.
İşte bu noktada herkesin aklına benzer bir görüntü gelirmiş.
İnsan kılığına girmiş düzenbaz bir tanrı. Dünya üzerindeki en kurnaz ve düzenbaz kişi. Ölümlülerin kalbinden geçeni görmek onun için çocuk oyuncağı diye düşünmüşler.
Böylesine biri gözünü karartırsa tarihteki en azılı suçlu olabilir!
Bu konu üzerine daha fazla konuşmaya cesaret edemeyenler bir tarafa, en sağlam ve en tehlikeli suçlular bile içten içe şöyle düşünmüş:
"Bu adamla uğraşmaya gelmez. Haddimizi aşmayıp çenemizi kapatalım."
En azılı suç baronları bile hava atarken onun ismini ağzına almaz olmuş. Bunun yerine ona "Tufan" ismini takmışlar.
Nöbet tutan Doushinler bu ismin anlamını sorunca önemsiz suçlular şöyle cevap verirmiş:
"Bir felaket! Bütün suçluların üzerine çöken bir bela!"
Dövüş Sanatları Turnuvası Şampiyonluk Madalyası
Arkadaşlık Sv. 4
Heizou'ya göre dedektifler aklını kullanarak düşmanını alt eder.
Suçlunun üstesinden gelmek için kaba kuvvet kullanmak son çaredir, o da günlük işlerinde bu durumdan kaçınmak için elinden geleni yapar.
Bu özelliği sayesinde Polis Karakolundaki hem en akıllı hem de en nazik görevli olarak tanınır.
Bu yüzden herkes onun Karakolda düzenlenen dövüş sanatları yarışmasında epey bir zorlanacağını düşünüyordu.
Bu, ne okuldaki kısıtlamaların ne de yasaklı silahların olduğu, hiçbir kuralı olmayan bir yarışmadır. 15 metrelik ring içinde rakibini yere seren kazanır, tek kural budur.
"Akıllı" Heizou'nun Önsezisi olmadan ve yumrukları hariç hiçbir silah kullanmadan bu yarışmaya katılması herkesi şaşırtsa da o finale kalmayı başarır.
Heizou'nun bu cesaretini duyan Kujou Sara turnuvayı izlemek için gelmiştir. Final karşılaşmasının daha başlamadan bittiğini düşünür.
"Doushin Shikanoin adeta süzülerek hareket eder ve onun yumruklarına hiçbir silah karşı koyamaz. Yakın dövüşte üzerine yoktur, sadece yetenekli bir okçu onun üstesinden gelebilir."
Tıpkı tahmin ettiği gibi Heizou'nun rakibi sol tarafına 17 yumruk yedikten sonra yenilgiyi kabullenir. Öte yandan Heizou'nun yalnızca bir tutam saçı kopmuştur.
Tam şampiyonluğu ilan edilecekken Kujou Sara ringe girer, eline bir eğitim yayı alır ve Heizou'yu müsabakaya davet eder.
Herkes bu duruma çok şaşırır. Turnuvaya katılanlar genellikle kıdemsiz Doushinlerdir ve kimse General Kujou'nun katılacağını düşünmemiştir.
Heizou gözlerini kısar. Aslında turnuvaya katılma amacı yeteneklerini denemektir ve sadece zeki olmanın yeterli olamayacağı zorlu durumlara girmekten biraz çekinir.
Yine de kanı kaynayan gençler gibi rekabet hissinin verdiği gaza kapılarak bu teklifi memnuniyetle kabul eder. Bir anda ortam kızışır ve herkesin içini büyük bir heyecan kaplar.
"Harikasın Heizou!" der Doushin Uesugi yan taraftan. Yoriki Owada ise sessizliğini koruyarak yumruğunu sıkar.
Hazırlık sürecinden sonra iki taraf da ringe adımını atar. Bu sefer kurallar biraz farklıdır. İki tarafın da Önsezi kullanması yasaktır ve 15 metrelik alanda Sara'nın oklarıyla Heizou'nun yumrukları kapışacaktır. Silahıyla rakibine ilk dokunmayı başaran karşılaşmanın galibi olacaktır.
Heyecan doruktadır ve dövüş başlamak üzeredir. Yine de böylesine ustaların karşı karşıya geldiği bir dövüşte her hamle tehlikelidir ve karşılaşma tek bir hamleyle bitebilir. Seyircilerin çok azı bu durumun farkındadır.
Sara 15 metre öteden bir ok fırlatır, Heizou da elini göğsüne koyar. Kalbinden 2 parmak uzaklıkta, saldırıya geçen bir yılana benzeyen bir ok tutmaktadır.
"Kaybettim. Feci hızlı bir atıştı." der Heizou gülerek ve oku kenara fırlatır. "Kaçacak zamanım yoktu General. Bu yüzden silahınıza dokunmak zorunda kaldım."
"Karşılaşmanın kurallarına göre ben kazandım. Çıplak elleriyle okumu yakalayabilenlerin sayısı bir elin parmağını geçmez. Bu bir müsabaka değil de gerçek bir dövüş olsaydı aynı şekilde sonuçlanır mıydı emin değilim."
Bu övgü dolu sözleri söyleyen Sara'nın gözleri parlamaktadır.
"Doushin Shikanoin, hem zihinsel hem de fiziksel olarak oldukça kabiliyetlisin. Daha disiplinli olursan büyük başarılara imza atarsın."
...
İki hafta sonra Tenryou Heyetinin özel yapım şampiyonluk madalyası Büyük Narukami Tapınağına gelir. Yanında bir not vardır ve notta şu yazmaktadır:
"Sana ufak bir şey gönderiyorum kuzen. Vakit bulduğunda babama verirsin. Öğrettiği onca şeyden hiç ders çıkarmadığımı sanmasın."
Önsezi
Arkadaşlık Sv. 6
Heizou mutlu bir çocukluk geçirmediği için o zamanlardan pek bahsetmez.
Uzaklarda bir köyde doğan Heizou'nun ataları o bölgenin ileri gelenlerindenmiş. Babası ise biraz tanınan bir dövüş ustasıymış.
Babasının yanında dövüş sanatlarını zorla öğrenmesine rağmen dünyadaki her asi çocuk gibi o da baba mesleğini devam ettirmek istememiş.
Bu durum, Heizou bir festivalde varlıklı bir tüccar aileden olduğunu söyleyen bir arkadaş edinene kadar böyle devam etmiş.
Bu çocuk oldukça kıvrak zekalıymış ve sık sık Heizou'ya oynaması için çeşit çeşit aletler getirirmiş, bunları da ailesinin deposundan aldığını söylermiş.
Sumeru'dan kitaplar, Fontaine'den bir sürü gizemli oyuncak... Bu oyuncaklar Heizou'nun sıkıcı hayatına biraz eğlence katmış.
Zaman geçtikçe daha sıkı arkadaş olmuşlar ama Heizou bir sorun olduğunu fark etmiş.
Arkadaşının kıyafetleri, zengin bir tüccarın oğluna yakışmayacak şekilde her zaman kirliymiş.
Heizou arkadaşını karşısına alıp aklı başında bir yetişkin gibi onunla konuşmaya karar vermiş.
Hiç beklemediği bir şekilde arkadaşı anında her şeyi itiraf etmiş. Heizou'yu kandırdığını ve getirdiği bütün hediyeleri yerli tüccar loncasından çaldığını söylemiş.
Hatta bununla kalmamış ve festivalde onunla tanışma sebebinin kıymetli eşyalarını çalmak olduğunu ama sonradan arkadaş olduklarını bile söylemiş.
Tüm bunları itiraf ederken sanki ilginç bir hikâye anlatırmışçasına gülüyormuş.
Heizou çok sinirlenmiş ama neye sinirlendiğini tam olarak bilmiyormuş. En iyi arkadaşının ona yalan söylemesine mi yoksa en iyi arkadaşının bir suçlu olmasına mı?
Yine de bir hışımla kalkıp "Artık sen benim arkadaşım değilsin!" demiş.
Burnundan soluyarak eve dönmüş ve arkadaşının ona verdiği tüm eşyaları atmış, geride sadece bir tane yeşil çakıl taşı kalmış.
Bu taşı birlikte ufak bir dereden almışlar, arkadaşında da aynısı varmış. Yani "hazinenin" iki parçasından biriymiş bu taş. Kimseden çalınmadığı için de belki de aralarındaki dostluktan bile daha temizmiş.
Heizou taşa şöyle bir bakıp tüm duygularına ket vurarak taşı camdan dışarıya doğru fırlatmış. Camın kenarına çarpan taş içeri sekmiş, yuvarlanarak yatağın altına girmiş.
Kaderin bile ondan yana olmadığını düşünen Heizou iyice sinirlenmiş, ters dönmüş kurbağa gibi yere yatmış ve hareketsiz bir şekilde durmuş.
Umutsuz bir şekilde tavanı izlerken günün birinde tüm bu kötü olayları aklından söküp atacağını söylemiş. Yine de insan bazı olayları ne kadar unutmaya çalışırsa aksine onlar bir o kadar belleğinde yer eder.
Bir yıl sonra arkadaşıyla tanıştığı festival yeniden düzenlenmiş. Tesadüfen çakıl taşını bulan Heizou festivale giderken onu da yanında götürmüş.
Festivalde neyi görmeyi umduğunu bilmiyormuş ama kaderin ona bir sürprizi varmış.
O gün tekrar eski dostuna rastlamış ama bu kez onu yolun kenarında kanlar içinde yatarken, etraftaki kalabalık çığlık çığlığa bağırırken görmüş.
Meğer birkaç dakika önce serserinin teki eski dostunun Mora çantasını çalmaya çalışmış ve olaylar kızışınca da panikleyip hançerini kalbine saplamış.
Heizou eski dostunun durumuna bakmak için hemen oraya gitmiş ve o sırada da elindeki çakıl taşı yere düşmüş. Bunu gören eski dostunun halsiz bakışları biraz da olsa canlanmış.
"Buraya beni görmeye geldin, değil mi Heizou?"
Heizou eski dostunun göğsündeki yaraya bastırmaya çalışmış ama parmaklarının arasından akan kan bir türlü durmuyormuş. Heizou'nun içinde yine öfke uyanmış. Üstelik önceki senekinden çok daha büyük bir öfkeymiş bu.
"Konuşma! Konuşma!" diye bağırmış arkadaşına.
Arkadaşı başını iki yana sallayarak güç bela çantasına uzanmış. Çantanın içinde tek bir Mora bile yokmuş ve sadece yeşil bir çakıl taşı varmış.
Son gücünü kullanarak çakıl taşını Heizou'ya uzatmış ve son görüştükleri zamankinden çok daha büyük bir gülümsemeyle ona gülümsemiş.
"Ben... Ben de seni görmeye geldim..."
...
Eve nasıl döndüğünü bile hatırlamayan Heizou'nun hissedebildiği tek şey öfke ve nefretmiş.
Yine de o anda içinden bir ses bu öfke ve nefretin sadece tek bir şeyi hedef aldığını söylemiş. Heizou'nun edebi düşmanını.
Arkadaşlığını yalanlarla bozan ve ölümü zamansız getiren şeymiş bu. Adı da "günah" imiş.
Gerçi bu arkadaşının yalan söyleyerek, hırsızlık yaparak işlediği günah veya başkasının işlediği cinayet değil, çok daha soyut, çok daha büyük bir şeymiş.
Sorun dünya çapında işlenen tüm günahlarmış. Bu günahlar gökyüzünü kara bir gölge gibi kaplamış, dünyadaki bütün iyiliklerin üzerine acımasızca çökmüş ve her yere hakim olmak istiyor gibi geliyormuş Heizou'ya.
Olaydan bir ay sonra bir sabah ardında bir veda notu bırakan Heizou gizlice uzaklara doğru yola koyulmuş. Artık düşmanını bulmuş, onunla mücadele etmek üzere bu yola baş koymuş.
Bu yolculuğunda yanında yeşil bir taş varmış ama bu taş dostluğu temsil eden çakıl taşı değil, kararlılığının sembolü Önseziymiş.
İsim kartı[]
Shikanoin Heizou: Temari | |
---|---|
[[File:|150px|link=Shikanoin Heizou: Temari]] | Elde edilebilirlik: Shikanoin Heizou ile 10. Arkadaşlık Seviyesine ulaşmanın ödülü. Açıklama: Renkli iplerle örülü bir Temari. Bunu yapmak için büyük emek sarf edilmiş olsa gerek. Yine de Heizou, bunu birbirine bağlı ipleri çözmekten ibaret basit bir oyun olarak görüyor. |
Takımyıldızı[]
Görevler ve etkinlikler[]
Bahsetmeler[]
Replikler
Karakter | Replikler |
---|---|
| |
|
Kaynakça[]
- ↑ Genshin Impact Resmi Websitesi, Shikanoin Heizou
Gezinti[]
|